|
|
|
Bektasiye sormuslar:-Babaerenler, hangi nefesi seversin?-Sigaranin ilk nefesiyle, kaynanamin son nefesini, demis...
*******************************************************************************************************************
Bir köyde yagmur duasina çikarlar.Bektasi de istemeye istemeye bunlarauyar, cemaatin arkasi sira giderken, eline geçirdigi bir agaç dalini, kenditarlasinin bir kösesine saplayarak, basini yukari kaldirip, söylenir:-Bizim tarla da iste burasi...Rastlanti bu ya, yagmur duasi yapilir yapilmaz, bulutlar kendinigösterir.Kara bir bulutun kendi tarlasi üzerine gittigini gören Bektasisevinçle kosar.Bir de ne görsün, ceviz büyüklügünde dolu, bütün ürünüberbat etmemis mi?O vakit basini yukari kaldirir; söyle söyler;-Kabahat sende degil, sana tarlayi gösteren pezevenkte!...
*******************************************************************************************************************
Adama sormuslar:-Kaç gün oruç tuttun?-Hastaligim nedeniyle, ancak bir gün tutabildim!Ayni soruyu, orada bulunan Bektasiye sorunca, hiç istifini bozmadanyanit vermis:-Bu arkadas benden bir gün fazla tutmus!
*******************************************************************************************************************
Bektasi, evinde misafir oldugu için, karpuzcuya ugramis:-Iyi karpuzun var mi?-Kurabiye gibi baba, güven bana!-Peki öyleyse iyi bir tane ver bakalim.Karpuzcu birini seçip vermis.Baba erenler, almis ve eve gitmis.Bektasi, yemekten sonra, konuklarinin önünde karpuza gururla biçagi vurmus.Fakat o ne?Ilk biçak darbesinden sonra etrafi koku salmis. Karpuz ikiye ayrilinca, fos diye çürüyen içi masaya yayilmis.Tabii her taraf berbat, Bektasi ise mahçup olmus.Baba, sabahi zor etmis ve solugu karpuzcuda almis:-Erenler, seni tebrik ederim?Karpuzcu sasirmis:-Hayrola baba, beni niye tebrik ediyorsun?Bektasi:-Ulan kesmeden, delmeden o karpuzun içine nasil siçtin, dogrusu sasip kaldim. Seni onun için tebrik ediyorum.
*******************************************************************************************************************
Bektaşî, vaaz dinlemeye gitmiş. Hoca vaazında içki içmenin bütünkötülüklerini, zararlarını sayıp dökmüş, hatta içki içenlerin sıratköprüsünden boyunlarında dünyada içtikleri bütün içki şişeleri asili olduğuhalde geçeceklerini anlatmış. Bektaşî sormuş:"Hocam, boyna asılan şişeler boş mu olacak dolumu?" Hoca, incecikköprüden dolu şişelerle geçilirken dengenin kolay sağlanamayacağınıdüşünerek:"Elbette ki dolu olacak" diye yanıt vermiş. "Hay ağzını öpeyim Hocam,desene ahrette de yaşadık!" demiş
*******************************************************************************************************************
Bektaşi ile bir hoca birlikte yola çıkmışlar, bir süre sonra hoca :-Namaz saati! demiş, başlamış kılmaya...Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam... Bektaşinin beklemekten canısıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş :-Yahu bu ne uzun namaz böyle?-Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları eda eyledim!Bektaşi :-Eh ben de bir namaz kılayım! demiş ve başlamış namaza...Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış :-Erenler, senin namaz da uzun sürdü!-Önümüzdeki haftanın namazını kıldım!Hoca şaşırmış :-Yahu olur mu böyle şey?Bektaşi gülmüş :-Yukarıdaki senin veresiyeni kabul ediyor da, benim peşinimi niye kabuletmesin?
*******************************************************************************************************************
Bektaşinin biri içki şişesiyle camiye girer.Onu gören arkadaşı sen ne yapıyorsun içki şişesiyle camiye girilirmi?diye sinirlenmiş.Bektaşi dönüp;sen zina aletiyle giriyorsunda birşey olmuyorda,içki şişesiyle girince ne olur demiş
*******************************************************************************************************************
Bektaşi ile hacı osmanlı zamanında ramazanda içki içerken yakalanırlar.Kadı yaptıklarının cezasının ne olduğunu bilip bilmediklerini sorar bunlara.Hacı af diler şeytana uyduk kadı efendi der ve hacı ya idam cezası verir.Bektaşiye sıra gelir ve derki ben Kadı efendi ben gayri-müslümün banaoruç farz değil der. Kadı Bektaşiyi serbest bırakır.Bektaşi kadıya sorarkadı efendi ben de şeadet getirsem müslüman olsam arkadaşımı dabağışlar mısın? Kadı efendi düşünür gavuru müslüman yapmanın onasağlayacağı sevabı hesap eder ve hacıyıda affeder. Kadının huzurundanayrıldıktan sonra hoca şaşırararak bekaşiye sorar; Sen ne biçim adamsınbe bir dinli oluyon bir dinsiz, sende iman yokmu bire münafık deyipazarlar. Bektaşimizde gavur oldum kendimi , müslüman oldum senikurtardım. Peki sen ne işe yaradın?
*******************************************************************************************************************
"Sizin hırkalarınızın yenleri neden bu kadar genis olur?"Mevlevi aciklamis:"Baskalarinda gördügümüz kusurlari örtmek icin."O da sormus:"Ya sizin hirkalarinizin yenleri niye bu kadar dar olur?"Bektasi aciklamis:"Biz hic kimsede kusur görmeyiz ki..."
********************************************************************************************************************
Bektaşiye sormuşlar :-Rakı içer misin?-Akşamdaaaan akşaaaama...-Namaz kılar mısın?-Bayramdan bayrama, bayramdan bayrama.
********************************************************************************************************************
Bir mecliste Kuran-ı Kerim'den söz açılmıştı. Kuran'ın eşsizliğinden ve olağanüstü bir eser olduğundan bahsedilirken, odanın bir köşesinde kendi halinde çubuğunu içmekte olan bir Bektaşi söze karışarak: - "Evet, Allahın kelamı cidden eşsizdir. Amma, yazısı biraz karışıktır!" der. Dinleyenlerden biri hayret ve biraz da hiddetle sorar: - "Karışık mıdır, nerden biliyorsun?" Bektaşi acınacak bir tavırla cevap verir: - "Alnımın yazısından
******************************************************************************************
ORASINI ALLAH BİLİR
Şarap yapmak yasaklanmış; sıkı bir kontrolle, şarap yapan yakalandığında kellesi vuruluyordu.
Bağ bozumu vakti geldiğinde, Bektaşi üzümlerin suyunu küplere doldurdu. Durumdan haberdar olan hükümdar, Bektaşinin küpleri başına geldiğinde, hiddetle sordu:
-Üzüm suyu küplere ne için dolduruldu?
Bektaşi, yakalanmışlığının telaşı ile cevap verir:
-Dolduruyorum ki, orada sirke olsun.
Hükümdar, biraz yumuşayarak yeniden sordu:
-Sirke dersin ama, ya şarap olursa!
Hükümdarın yumuşadığını gören Bektaşi:
-Orasını Allah bilir, dedi.
*********************************************************************************
CAMİDE VAAZ
Bektaşi’nin yolu camiye düşmüştür. Cami imamı o günkü vaazında içkinin kötülüklerinden bahsetmektedir. Cami imamı uzun bir vaazdan sonra cemaate birde örnek verir:
-Ey cemaat eşeğin önüne bir kova su, bir kova da rakı koyun hangisini içer? diye sorar.
Bektaşi elini kaldırarak cami imamının sorusunu yanıtlar:
-Hocam suyu içer.
İmam:
-Tabi ki suyu içer, peki neden suyu içer? Diye sorunca, Bektaşi cevaplar:
-Neden olacak hocam, eşekliğinden!
*****************************************************************************
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 12 ziyaretçi (15 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|